"Var gibiydi ama yoktu..
Orada gibiydi ama değildi..
Yakın gibiydi ama uzaktı..
Canım gibiydi ama yabancıydı..
Gitmez gibiydi, ama çoktan gitmişti.."
Bak burası dünya..
Yarı yolda bırakan dostlar,
Vefasızlık edip giden sevgililer olacak..
Ama biz yolumuza devam edip şu cümleyi söyleyeceğiz;
“Yaratılmışları razı etmek için yaratılmadık..”
“Hissiz değiliz, merhametsiz hiç değil. Sadece bu çağa denk gelmenin neticesinde duygularımızı saklar olduk, yeni bir insan tanımanın verdiği yükü taşıyacak takâtimiz yok. Sanki; tek bir hakkımız var da, bir tek O mutluluğu bekliyormuşuz gibi.. Gerisi yorucu, gerisi üzücü, gerisi fani..”
Sessiz köşelerde yumuşak ve derin,
Hikayelerin çiçek açtığı ve hayallerin uyuduğu yer
Bir lamba parlıyor, dışarıdaki dünya—
Çok uzaklarda, içinde huzur var.
Kovalanacak kalabalık yok, konuşmaya gerek yok,
Sadece kitaplar, çay ve gizlice gitme zamanı
Tamamen sana ait bir alana-
Kalplerin büyüdüğü sessiz bir dünya.
Çok güzeldik biz aslında.
.Çok güldük,çok gülmek çok ağlamak getirir dediler.
Sustuk.. !
Canımız yandı bizim..Ağladık,ağlamak, ağlamak getirir dediler,sustuk.!
Sonra dönüp baktığımda, biz kaya gibi sertleşmiştik.. Ağlamıyorduk artık, bu yüzden güçlü, olduğumuza karar verdiler.!
Her büyük dalgaya,bir kayanın heybetli gövdesiyle, karşılık veriyorduk..
Onlar karar verdiler,bizim ne olacağımıza.
.Önce güçlü olmamız gerektiğini söylediler, sonra güçlü olduğumuzu..
Bilmiyorlardı belki, kayaların uzun yılların sonunda, bir gün un ufak oluverdiğini....
Bir düzlüğü yürür gibi uyuyordu.
Hafif, sakin ve huzurla.
Uyanınca, kaldığı yerden o dik yokuşu
çıkmaya devam edecekti.
Her gün.
Hiç olmadık bir anda karşılaşırız belki seninle. Belki bir şiir'de rastlaşırız.
Ya da bir şair'in dinlemeye korktuğu şarkının sözlerin de buluruz birbirimizi.
Kim bilir, belki bir filmin en acıklı sahnesinde dökeriz yaşlarımızı, beraber izleyemediğimiz...
Belki aynı otobüste yolculuğa çıkarız, birbirimizden haberimiz olmadan.
Sen cam kenarında,
ben canının kenarında bitiririz yolu...
Bilmiyoruz, belki de aynı türkülere kulak verdik,
aynı kaldırımlara bastık,
aynı saatlerde ıslandık.
Ya aynı sokak lambasının altından geçtiysek?
Bilmiyoruz...
Belki de hep aynı acılara ağlamışızdır seninle.
Ama bilmiyoruz işte.
Kim bilir, belki aynı sokak kedisinin başını okşadık,
aynı köpekten korktuk,
aynı kuşun kanatlarına takıldı aklımız,
aynı gökyüzüne uçtu.
Belki hep aynı masal'ın sonunu sevdik,
Aynı saatler de uyuduk,
Aynı saatler de uyandık.
Belki birbirimizi farkı yerler de ama,
hep aynı anlarda bekledik.
Bir süredir içimde gittikçe daha da belirginleşen bir duygu var; sanki trajik sınanmalar ve kırılan umutlar dönemindeyim..
" Göle düşen
bir hüznüm vardı
ay vakti
ve sadece buna mavi bir gece tanıktı..."